NİL GÜREL

11 Ekim 2025 Cumartesi

ORTA DOĞU’DA DENGE ARAYIŞI VE TÜRKİYE’NİN GAZZE STRATEJİSİ

Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Açısından Durum

Dünyada yaşanan çatışmalar, özellikle sivilleri hedef alan saldırılar, uluslararası hukuk ve insan hakları açısından son derece ciddi meselelerdir. Gazze’de yaşanan sivil kayıplar, altyapının yıkılması ve insani krizin derinleşmesi, birçok insanı derinden yaralıyor ve dünyanın büyük tepkisini alıyor.

Tepkiler ve Eleştiriler

Birçok ülke, sivil toplum kuruluşu ve birey, yaşananları "insanlık suçu” ya da "soykırım" olarak tanımlıyor ve uluslararası toplumun sessizliğini ya da yetersizliğini eleştiriyor. Bu süreçte Uluslararası hukuka göre, sivillere yönelik doğrudan saldırılar yasaktır ve savaş suçu teşkil eder.
Dünya kamuoyunun tepkisi, sosyal medya ve protestolar aracılığıyla artarken, birçok hükümetin tepkisi ya pasif kalmakta ya da siyasi hesaplarla sınırlı kalmaktadır.
Yaşanan trajedilere karşı duyarsızlık veya siyasi çıkarlar uğruna sessizlik, sadece oradaki mazlumlara değil, insanlığın ortak vicdanına da zarar veriyor.

Türkiye’nin Yaklaşımı

Türkiye’nin Gazze meselesine yaklaşımı, hem diplomatik hem siyasi hem de insani yönleriyle oldukça aktif hale geldi.
Türkiye, İsrail-Filistin sorununda kalıcı barışın ancak iki devletli çözümle ve işgalin sona ermesiyle mümkün olacağını savunuyor. Doğu Kudüs’ün Filistin devletinin başkenti olması gerektiği vurgulanmakta.
Türkiye, çatışmaların durdurulması, insani yardımın kesintisiz sağlanması, sivillerin korunması için ateşkes çağrısı yapmaya devam ediyor.

Ekonomik ve Diplomatik Önlemler

Türkiye, İsrail’e ait gemilerin limanlarını kullanmasını yasakladı, İsrail ile ticaret limanlarını kapatma ya da kısıtlama yönünde adımlar attı. Ayrıca İsrail’e silah ve mühimmat taşıyan uçakların hava sahasını kullanmasına yönelik yasaklar getirildiği açıklandı.
Türkiye’nin tepkisi özellikle Müslüman ülkelerde ve bazı Batılı kamuoylarında Filistin meselesine ilginin sürmesine katkıda bulundu. AFAD, Kızılay ve diğer Türk STK’ları üzerinden Gazze’ye ulaşan yardımlar Türkiye’nin sahadaki etkisini artırdı. İthalat-ihracat yasakları, liman ve hava sahası kısıtlamaları gibi adımlar, İsrail’e yönelik uluslararası ekonomik baskının bir parçası olmayı hedefledi.

Türkiye’nin Tutumu ve Sonuçlar

Gazze'de yaşanan insani kriz, uluslararası toplumun vicdanını derinden sarsarken, Türkiye bu süreçte hem insani hem diplomatik alanda dikkat çeken bir tutum sergilemiştir. İsrail’in sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırılarına sert tepki gösteren Türkiye, derhal ateşkes çağrıları yapmış, uluslararası hukuk çerçevesinde İsrail’in sorumluluğunu gündeme taşımış ve Gazze’ye insani yardım ulaştırma çabalarını sürdürmüştür. Ancak bu söylem ve girişimlerin ne ölçüde somut sonuçlar doğurduğu, Türkiye'nin dış politika gücü ekonomik ilişkileri ve uluslararası bağlamda yakından ilgilidir.

Çalışmanın Amacı

Bu çalışma Türkiye’nin Gazze krizine yaklaşımını hem söylem hem eylem düzeyinde ele alarak ortaya çıkan sonuçları ve mevcut sınırları analiz etmeyi amaçlamaktadır.

                                                                                  Yazar Muhammed Fatih Şahin

https://euhaber.com/haber/mehmet-fatih-sahin-huekuemetlerin-pasif-kalisi-ve-gazze-deki-sivil-kayiplara-karsi-elestiriler-2

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

                                  YARIN EĞİTİM WEBİNARIM VAR             I HAVE AN EDUCATİONAL WEBINAR TOMORROW Yarın 21.00'da Konya Kar...