NİL GÜREL'den Bilimsel Analiz: Arama Motorları Bizi Nasıl
Yanlışa Yönlendiriyor?
Orson Welles'ten Yapay Zekâya: Manipülasyonun Evrimi.
SAHTE HABERLERİN DOĞRULUĞUNU ARAŞTIRDIKÇA ONLARA DAHA ÇOK
İNANIYOR OLABİLİR MİYİZ?
Eminim ki başlığı okuduğunuzda olur mu öyle şey
demişsinizdir. Fakat 2023 Aralık ayında yapılan güncel bir
çalışma bu soruya olumlu yanıt veriyor. Çalışmanın detaylarına
geçmeden önce “sahte haber” kavramına ilişkin akademisyenlerin görüşlerine ve
yapılan çalışmalara yer vererek konuyu analiz etmek yerinde olacaktır. Gelin
detaylara beraber bakalım.
Sahte Haber Nedir?
80 yıl önce Amerikalı Sanatçı Orson Welles, 30
Ekim 1938’de radyo yayında Marslıların Dünyaya Saldırdığına ilişkin
bir radyo tiyatrosu yayınladı. Radyoyu dinleyenler olayı gerçek
zannederek dışarıya fırlayıp kaçmaya başladılar. İşte bu radyo yayını
sahte haber olmasa da haber ve simülasyon yaklaşımının en bariz
örneğini teşkil eder.
Geleneksel medyada manipülasyonun çeşitli yöntemleri
bulunmaktadır. Bu yöntemler haberin ideolojik inşa sürecinde kullanılmaktadır.
Bu yöntemler çerçeveleme, meşrulaştırma, birleştirme, gizleme, parçalama,
doğallaştırma (basite indirgeme) teknikleridir. Bu yöntemlerin içinde en
sık kullanılan ise çerçevelemedir. Yani haberde belli noktalara parmak
basılarak insanların algıları yönlendirilir. İzleyicinin veya okuyucunun
dikkati haberde belli olaylara odaklanır.
Teknolojideki gelişmelerle birlikte medya da bir dönüşüm
geçirmiş ve yeni medya ortaya çıkmıştır. Böylece geleneksel
medyadaki manipülasyon yöntemleri de yeni medyaya girmiştir. Sahte habercilik
de bu durumun bir yansımasıdır. Geleneksel medyada gerçekliği uygun olmayan,
uydurma haber denilen **“asparagas haber”** yeni medyada **sahte haber** olarak
adlandırılmaya başlanmıştır. Amerikan Başkanı Donald “Trump’ın kendisine
cephe alan medya kuruluşları ve yaptıkları haberler için kullandığı “fake
news” ifadesi, yeni medyadaki sahte haberler için yaygın bir şekilde
kullanılmaya başlanmıştır” (Kazaz&Akyüz, 2019, s. 18).
Sahte Haberlere İnanma Eğilimine Neden Olan Psikolojik ve
Sosyolojik Faktörler Nelerdir?
Sahte haberlerin üretim ve yayılımı gün geçtikçe
artmaktadır. Bunun en önemli sebebi ise Allcott ve Gentzkow (2017)’a göre web
sitelerinin kurulmasının ve reklam platformları sayesinde web içeriklerinin
dolaşıma sokulmasının kolaylaşması nedeniyle medya endüstrisine
girişteki engellerin hızlı bir şekilde azalmasıdır (Kazaz&Akyüz,
2019, s.39).
Sahte haber ve bilgilerin sosyal medyada yayılma hızı daha
fazladır. Ama yapılan araştırmalara göre sosyal medyadan haber alma eğilimi
daha fazladır(Onursoy S., Turan A.E., Yeşilyurt S., Astam K.F, 2020).
Yalan haber veya sahte habere inanma eğilimine neden
olabilecek bir diğer faktör de “aşırı bilgi yükü”dür. Sınırlı
sayıda bilgi işlemeye ve depolamaya uygun şekilde evrimleşen insan beyni
internet hızıyla ve kapsamıyla yükselen bilgiyi tüketmekte zorluk
çekmektedir. Aşırı bilgi yükü bireyin bilginin doğruluğunu ve
yanlışlığını değerlendirmesini zorlaştırmaktadır (Onursoy S., Turan A.E.,
Yeşilyurt S., Astam K.F, 2020).
Bireyin **taraflı davranması**, kendi düşüncelerini
destekleyen haberlere **hiç sorgulamadan inanması** da önemli bir faktördür.
Sahte Haberlerin Doğruluğunu Araştırdıkça Onlara İnama
Eğilimiz Artıyor mu?
Şimdi gelelim esas soruya: Sahte Haberlerin
Doğruluğunu Araştırdıkça Onlara İnama Eğilimiz Artıyor mu?
Geleneksel görüş yanlış bilginin doğruluğunu değerlendirmek
için çevrimiçi araştırma yapmanın ona olan inancı azaltacağını öne sürüyor.
Ancak bir araştırma ekibi tarafından son yapılan bir çalışma bunun tam
tersinin gerçekleştiğini gösteriyor. Yanlış haberlerin doğruluğunu
değerlendirmek için yapılan araştırmalar, aslında yanlış bilgilere inanma
olasılığını arttırıyor. Bunun nedeni arama motoru çıktılarıyla açıklanabilir.
Nature dergisinde yayınlanan bulgular nispeten
az çalışılmış bir alan olan arama motorlarının çıktılarının kullanıcılar
üzerindeki etkisine dair bilgiler sunuyor.
New York Üniversitesi Sosyal Medya ve Politika
Merkezi’nin(**CSMaP**) kurucu, yönetici direktörü ve aynı zamanda makalenin
yazarlarından biri olan Zeve Sanderson, “Çalışmamız haberleri
değerlendirmek için çevrimiçi arama yapma eyleminin, oldukça popüler olan
yanlış bilgilere olan inancı kayda değer miktarlarda arttırdığını gösteriyor”
diyor.
Bu sonucun nedeni arama motoru çıktıları ile açıklanabilir.
Çalışmada araştırmacılar bu olgunun arama motorlarının daha düşük
kalitede bilgi döndürdüğü bireyler arasında yoğunlaştığını bulmuşlardır.
Central Florida Üniversitesi’nde yardımcı doçent ve CSMaP’da
araştırma görevlisi olan başyazar Kevin Aslett, “Bu durum “veri
boşluklarının” yani bilgi ekosisteminin düşük kaliteli, hatta düpedüz
yanlış haber ve bilgilerin hakim olduğu alanları-çevrimiçi arama sürecinde
önemli bir rol oynuyor olabileceğine, güvenilir bilgilerin düşük geri dönüşüne
veya daha endişe verici bir şekilde güvenilir olmayan bilgilerin arama
sonuçlarının en üstünde yer almasına yol açabileceğine işaret ediyor”
diyor.
Yeni yayınlanan Nature çalışmasında Aslett, Sanderson ve
meslektaşları, yanlış veya yanıltıcı görüşleri değerlendirmek için devlet
kurumları, teknoloji şirketleri ve diğerleri tarafından teşvik edilen bir
yaklaşım olan çevrimiçi arama motorlarını kullanmanın etkisini inceledi.
Bunun için hem Qualtrics hem de Amazon’un Mechanical
Turk(davranış bilimi çalışmalarının yürütülmesinde sıklıkla kullanılan araçlar)
aracılığıyla beş deneyden oluşan set için ve “Haberleri çevrimiçi
değerlendirme”(**SOTEN**) olan yaygın davranışın etkisini ölçmek
amacıyla katılımcıları işe aldılar.
İlk dört çalışma, çevrimiçi arama davranışı ve etkisinin
aşağıdaki yönlerini test etmiştir:
- SOTEN’in
bir makalenin yayınlandığı iki gün içinde doğrudan hem yanlış veya
yanıltıcı hem de doğru haberlere olan inanç üzerindeki etkisi (yanlış
popüler makaleler arasında COVID-19 aşıları, Trump’ın azil işlemleri ve
iklim olayları ile ilgili hikayeler yer alıyordu)
- SOTEN’in
etkisinin, bir haberin doğruluğunu zaten değerlendirmiş olan bir bireyin
değerlendirmesini değiştirip değiştirmeyeceği
- Yayından
aylar sonra SOTEN’in etkisi
- SOTEN’in
önemli bir haber kapsamına sahip dikkat çekici bir konu hakkındaki son
haberler üzerindeki etkisi-bu çalışmanın durumunda, Covid-19 pandemisi
hakkındaki haberler
Beşinci bir çalışma, hem düşük hem de yüksek kaliteli arama
motoru sonuçlarına maruz kalmanın yanlış bilgiye olan inanç üzerindeki etkisini
belirlemek amacıyla bir anket ile web izleme verilerini birleştirmiştir.
Araştırmacılar, özel bir web tarayıcısı eklentisi kullanarak arama sonuçlarını
toparlayarak, bu arama sonuçlarının kalitesinin kullanıcıların değerlendirilen
yanlış bilgiye olan inancını nasıl etkileyebileceğini belirleyebilmiştir.
Araştırmanın kaynak güvenirliliği derecelendirmeleri,
kullanıcılara çevrimiçi ortamda karşılaştıkları içeriğin güvenirliğini
değerlendirmede yol göstermek amacıyla haber ve diğer bilgi sitelerini
derecelendiren bir tarayıcı uzantısı olan **NewsGuard** tarafından
belirlenmiştir.
Beş çalışma genelinde yazarlar, haberleri değerlendirmek
için internette arama yapma eyleminin yanlış bilgiye olan inançta istatistiksel
olarak anlamlı bir artışa yol açtığını bulmuşlardır. Bu durum, yanlış
bilginin yayınlanmasından kısa bir süre sonra ya da aylar sonra meydana
gelmiştir. Bu bulgu, zamanın geçmesinin ve görünüşte doğruluk kontrollerinin
bilgi ekosistemine girmesi için fırsatların SOTEN’in yanlış haberlerin doğru
olduğuna inanma olasılığını arttırma üzerindeki etkisini azaltmadığını
göstermektedir. Dahası beşinci çalışma, bu olgunun arama motorlarının **daha
düşük kalitede bilgi döndürdüğü bireyler arasında yoğunlaştığını**
göstermiştir.
Makalenin yazarlarından bir diğeri olan siyaset profesörü ve
aynı zamanda CSMaP eş direktörü olan **Joshua A. Tucker**, “Bulgular, medya
okuryazarlığı programlarının tavsiyelerini ampirik olarak test edilmiş
çalışmalara dayandırması ve **arama motorlarının** bu araştırmada tespit edilen
zorluklara ilişkin çözümlere yönelik **yatırım yapması gerektiğini** ortaya
koyuyor” diyor.
Sahte Haberlerin Doğruluğunu Doğru Bir Şekilde
Araştırmanın Yolları Nelerdir?
Arama motorlarına ilişkin yeni düzenlemeler yapılması ve
devletin yeni düzenlemeler yapması bir öneri olsa da bize de bireysel
sorumluluklar düşüyor. Peki ne yapmalıyız?
Örneğin ülkemiz açısından düşünülecek olursa, sahte
haberlerin doğruluğunu araştırma amacıyla teyit.org, doğrula.org,
gününyalanları.com gibi sitelerden araştırmak doğru olacaktır.
**Doğrulama platformları aktif bir şekilde kullanılmalıdır**. **Medya
okuryazarlığı eğitimi** alınmalıdır. Aynı şekilde sahte bilim haberleri de
akademik veri tabanlarından araştırılarak veya uzmanlara sorularak doğruluğu
teyit edilebilir. Haber veya bilgi kaynağının **güvenilir olup olmaması** da
**önemli bir ölçüttür**.
Sonuç olarak medyada yayınlanan haberlere, bilgilere hemen
inanmamak **sorgulayıcı olmak** ve haberin, bilginin doğruluğunu **doğru
yollarla araştırmak** onlara inanma eğilimimizi düşürecektir.
YAZAR: NİL GÜREL
Bağımsız Akademisyen, Araştırmacı Yazar, Serbest Öğretim
Görevlisi
https://euhaber.com/haber/nil-guerel-den-bilimsel-analiz-arama-motorlari-bizi-nasil-yanlisa-yoenlendiriyor-2